okunduğunda tokat yemişe döndüren sözler

kayserispor 4 - fenerbahçe 1 skoru .d

adını bilen son kişi öldüğünde hiç doğmamış olacaksın.

konuşmamız lazım

asla diğer insanlar kadar sağlıklı olamazsın.

15 cevapsız çağrı " babam"

7 gb internetinizin tamamını kullandınız.

"özür dilerim ben aşık oldum" bakınca gayet normal gibi gözüksede aşık olan sevgiliniz, aşık olduğu ise en yakın kardeşim dediğiniz insan olunca tokat yemişten beter edip direk ciğerinizi söküp elinize veriyor okuyunca.

"artık sensiz bir şeyler yapmak istiyorum."

"türkiye cumhuriyeti başbakanı bop'un eşbaşkanıdır"

sen hiçbir şeyi hak etmiyorsun. umarım elindeki tüm imkanları kaybedersin de hak ettiğini bulursun.

"benim için, bittin"

sevdiğin kızdan gelen "kanka"

seni sevmiyorum

limit yetersiz

okuduğun mektebin amk

kardeşimin tabutuna şu sözler işlenmişti; "ölüm tam vaktinde gelir. ne bir dakika erken, ne bir dakika geç."

doğduğunuz anda öleceğiniz tescillendi ve aileniz buna deliler gibi sevindi

ölmeden önce yaşamak isterdim.

siz zannediyorsunuz ki hep başkaları ölecek.

evet odunum ama sadece senin için yanarım

-ben seni çok özledim be. -ben seni özlemedim. buda böyle bi anımdır.

yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi

f3.

mezar taşında yazılı olan şu sözler; "sen nasıl çalıştın nasıl yoruldun acep kimi sevdin kime darıldın altı arşın bir beyaza sarıldın işte akıbetin bu insanoğlu."

dünyayı iyi olanlar değil, iyi oynayanlar yönetir.

alüminyum.bazı öğretmenler söyleyemez ve sırf gıcık etmek icin söylersin.deli olurlar

babam demişti insan kapasitesi 50yse seninki 5 bazen üzülüyorum bazen gülüyorum değişik

"bir gün gözlerimin ta içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış"

"evet birazdan perona yürüyeceğim yavaşca önce arkama bakmak istemeyeceğim,gözlerimle savaşacağım.kısa sürecek. ilk adımda yenileceğim. başımı arkaya çevirdiğimde milyonları görmek, milyonlarca sevgiyi bırakıp gitmek zor olacak, olmalı. dianne’ya sesleneceğim çok kısık sesle. ‘bak diyeceğim, bak neleri bırakıyoruz." alex de souza(veda mektubu)

ben seni hiç sevmedim.

"bazı kavuşmaların bu dünyada yeri yok.” demişlerdi. “bazı hasretler hesap gününü bekler.” büyük ayrılıklar büyük beklentilerle beslenir. kabullenmesi zorlaşır, daima yeni sorgularla büyütülür. söndürmeye çalıştıkça her yere sıçrar ve belki de bu yüzdendir...

şehit hava harbiyeli murat tekin'in mezarındaki fotoğrafı çeken insanın açıklaması: " ben o fotoğrafını mezar taşına koyulsun diye çekmemiştim. " ...

annemin"ben ölürsem"diye başladığı her cümle..

belki başka bi hayatta. suskunlardan aklımda kalan bir söz çok severim

gözlerim deki siyaha bak şimdi, gördün mü benim ölüm sebebimi ?

okumadım ama babamdan öyle bir söz duydum ki hala geçmedi acısı. "babamdan bir şey görmedim oğlum kusura bakma. sen benim gibi baba olma çocuklarına. "

"dicle, biz oğuzla tekrar barıştık". yarım saat ekrana baka kaldım..

#hayır oyu veren teröristtir.

senden öncekine de seni seviyorum dedi.

ama düşünüyorum da albayım bunca acı varken nefes alabilmek ne kadar acı.

senden öncekine de seni seviyorum dedi.

"seni arzulamıyorum"

hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde bağıran bir aile görmüş. öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? o kişiye söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş. öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “iki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri birbirinden uzaklaşır. bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.” “peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? birbirlerine bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. artık bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. işte birbirini gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.” daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: “bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.” (alıntıdır.. paylasmak istedim )

okuduğumda değil de duyduğumda tokat yemişe dönmüştüm. hatta daha beter. 13 mayıs 2014 soma maden faciası sonrasında, babası maden işçisi bir arkadaşım şöyle demişti; "bizde babam eve geldiğinde hoşgeldin denmez, geçmiş olsun denir. evine sağ salim dönebildiği için." bunun üstüne söylenebilecek bir söz yok sanırım.

hiçbişeyden haberin yokken telefonda başımız sağolsun denmesi

bir yabancı dizide bir yapay zeka söylemişti. "herkes yalnız ölür. ama birileri için bir şey ifade ettiysen, ya da birilerini sevdiysen, tek bir kişi bile seni hatırlıyorsa belki de aslında hiç ölmezsin."

nihal tek nefeste sönüverecek bir çiçek, peki ya bihter?

"sen alevisin olmaz.." başlarda üzülüyosun ama artık duymayınca emin misin diye ben soruyorum :-)